Anasayfa > Haberler > Final İnceleme: Attack On Titan

Final İnceleme: Attack On Titan

Anime İnceleme 6 ay önce Final İnceleme: Attack On Titan

Uzun zamandır beklediğimiz sonunda gerçekleşti. Attack On Titan son bölümünü yayınlayarak final yaptı. Aslında yayınlanan şey sadece bir bölüm değil, on yıllık uzun bir serüvenin son buluşuydu.

2013 yılında başlayan Attack on Titan, gerek seslendirmeleri gerek animasyonlarıyla gerekse hikayesiyle dünya çapında hızlı bir şekilde yayıldı. Açıkçası ben de uzun yıllardır severek izlemekte ve takip etmekteyim. Manga üzerinde yıllar önce seri bitmiş olsa da, seslendirmeleri ve müzikleri dinlemek ayrıca bunları güzel bir animasyonla izlemek için uzun süredir bekliyoruz. Finalin yayınlanması yaklaşık 2 yıl sürmüş olsa da sonunda seriyi bitirdik. Peki nasıldı? Ne eksikleri vardı? Son bir kez bunları konuşalım.

Bölümü günler öncesinden bekledim ve çıktığı anda da izledim. Ancak izlerken bir daha Attack on Titan’ın yeni bölümünün gelmeyecek olduğunu düşündükçe canım sıkılmadı değil. Bölümde şu oldu bu oldu demek istemiyorum. Sizin de bölümü izlediğinizi düşünerek incelemeye ortadan girmek istiyorum.

Spoiler olmasın diye mangaya hiç bakmamıştım. Yani bugün gördüğüm bölümdeki her şeyi ilk defa gördüm. Şaşırdım, duygulandım ve boğazım düğümlendi. Bir çok düşüncem oluştu ama değişmeyen tek düşüncem Gabi, Reiner, Annie ve Zeke asla ısınamadığım ve asla sevemediğimdi. Son bölümde onları sevebilmek için bir şans tanımıştım ancak olmadı. Bu bölümde de nasıl yaptılarsa kendilerinden nefret ettirmeyi başardılar. 

Eren diyor ki “Sizin beni öldürerek kahraman olmanız gerekiyor. Ama ölmek istemiyorum.” Belki bilmeyenler için bir teoriden bahsedeceğim. Aslında bölümde de bunun hakkında bir konuşma oluyor. Teoriye göre aslında Eren büyük bir zaman döngüsünün içinde bulunuyor. Geçmişi ve geleceği değiştiriyor. Hatta tüm olasılıkları aslında daha önce tekrar tekrar yaşadı. Başarılı olacağı tek olasılığı ise Titanların yürümesi ve kendi arkadaşları tarafından öldürülmesi şeklinde öngörüyor. Buna dair birçok yerde göndermeler ve dikkat edince göreceğiniz easter egg’ler bulunuyor. Aslında ilk bölümden finalinin planlandığı ve tüm bölümlerinin buna göre dizayn edildiği mükemmel bir yapım izledik. Ancak her ne kadar güzel olsa da bunu seyirciye anlatma konusunda çok başarılı olduklarını düşünmüyorum. Çünkü çoğu konu üstü örtülü kalıyor. Buna artık yapabileceğimiz bir şey yok. Uzun zamandır insanlardan bu konuda çok şikayet ettiğini duydum. Bir umutla “Umarım final mangadaki gibi olmaz” diyorlar üstüne üstlük “Finali değiştireceklermiş” gibi iddialarla umutlanıyorlardı. Ancak final oldukça can sıkıcıydı. Eren’in öleceğini bilerek yaşama arzusunu, Mikasa’yı bırakmak istemeyişini sonuna kadar hissettim. Yapım sizin üzgün hissetmeniz, boğazınızın düğümlenmesi ve ağlamanız için elinden gelen her şeyi yapıyor. Eren’in yenildikten sonra Armin ile yaptığı görüşme oldukça beğendiğim sahnelerden birisi oldu. Çünkü 10 yıllık serüvende yaşanan olayların neden yaşandığını anlatıyor. Ayrıca aşırı duygu yüklüydü. Eren’in, kendi annesini öldürttüğünü de yine burada öğreniyoruz. Çok büyük fedekarlık yaparak Paradis adasının artık şeytan adası olarak görülmemesi için çabalıyor. Özellikle de arkadaşlarının uzun ve güzel bir hayat yaşaması için çabalıyor. 



Dövüşler, aksiyon sahneleri vs yine etkileyici ve başarılıydı. Ancak ilk defa hikayenin, aksiyon sahnelerinden daha önemli olduğu bir bölüm izledik. Yani bölümden aklımda kalanlar aksiyon sahneleri değil Eren ve Armin’in konuşmasıydı. Dolayısıyla aksiyon sahnelerinden sadece bir kez bahsedeceğim. Eren’ın sırtında gerçekleşen savaş, Eren ve Armin dövüşü bunları geçtim buralar güzel sahnelerdi ancak sevemediğim tek şey koca koca titanların “Tüm Canlı Maddenin Kaynağı” olarak adlandırılan beyaz renkli solucan tarzındaki yaratığın etrafına titan toplayarak Eren’e doğru gitmesiydi. Yani bayağı kötü ve saçma bir muhabbetti. Anlam yükleyemedim. Hatta bölümdeki kötü tek şeydi - Gabi hariç - Bunun yanında yine mantık bulamadığım konulardan birisi de Ymir’in 2000 yıl sonra harekete geçmek için Mikasa’yı beklemesiydi. Burada yine bir anlam bulamadım. Ne yani 2000 yıl boyunca sevdiği adamı koruyan ancak diğerlerinin iyiliği için sevdiği adamı öldüren tek bir kadın gelmedi mi? Bu kısımda hikayenin oturmayan kısımlarından birisiydi. Bir buçuk saat anime izleme rağmen aklımda kalan çok fazla sahne yok. Duygusal olması, Eren’in Armin’le yaptığı konuşma ve final sahnesi oldukça etkileyiciydi. Mikasa ve Eren’in kavuşamaması etkileyiciydi. Bunun dışında yaşananlar o kadar etkileyici değildi. Ayrıca önceki sezonlarda olduğu kadar etkileyici müzikler de yok. Dolayısıyla çoğu şey havada kalıyor. 


Ayrıca her gördüğümde duygulandığım ve ayağa kalkarak selam verdiğim Erwin Smith, her çizimde biraz daha değişiyor. Surat yapısı bir türlü oturtulamıyor. Ayrıca Levi karşısında eski ekip arkadaşlarını hayal olarak gördüğünde bile Erwin’in sağ kolu yok. Herkes sağ kolu ile selam veriyor ancak Erwin sol kolu ile selam veriyor. Hayal dünyasında bile adamı rahat bırakmıyorlar. 

Bölüm kadar etkili olan bir diğer şey ise Credit sahnesinde yani yazılar akarken gösterilen ufak bölümdeydi. Burada Mikasa’nın Eren’i bir ağacın altında ziyaret ettiğini, yaklaşık 10 yıl sonra evlendiğini -Eren de en az 10 yıl evlenmesin istiyorum, beni asla unutmasın istiyorum diyordu- daha sonra çoluk çocuğa karıştığı ve en sonunda Mikasa’nın da öldüğü bir sahne görüyoruz. Tabi burada Mikasa’nın ve diğerlerinin de öldüğü algısı beni çok etkiledi. 10 yıldır izlediğim bir animenin sonunda hepsinin ölüyor olarak bitmesi kötü bir duygu. Ayrıca Eren atkıyı çıkar dese dahi Mikasa ölene kadar çıkarmıyor ve atkı ile gömülüyor. Neyse devam edelim. Sonra savaş devam ediyor ve herkes birbirini yok ediyor. Son sahnede bir çocuk Eren’in ağacının içine girerken anime bitiyor. Bu noktada her şey tekrarlanacak mı yoksa bu bir döngü mü diye düşünürken ben titanların yeniden doğacağını düşünmüyorum. Solucan öldüğü için böyle bir olasılık vermiyorum. O solucan hâla çok saçma bir muhabbet bence. 

Genel olarak toparlamak gerekirse aksiyon sahneleri oldukça güzeldi. Levi, Mikasa Connie, Jean gibi karakterler oldukça güzel değerlendirilmişti. Erwin paşamı yeniden görmek mükemmeldi. Hikayeyi duygusal bir şekilde bitirmiş olabilirler ve bu sizde “Ağlattın beni çok güzeldi” deme isteği doğuruyor olabilir ancak hikaye yarım bir şekilde masada duruyor. Ben her ne kadar memnun olmasam da hikayenin bir şekilde bitmesinden de memnunum.


Yorumlar (0)