Anasayfa > Haberler > Netflix'in Kötü Bir Türk Dizisi: Terzi

Netflix'in Kötü Bir Türk Dizisi: Terzi

Dizi İnceleme 1 yıl önce Netflix'in Kötü Bir Türk Dizisi: Terzi

Normalde “Süslü Korkuluk” ismiyle bir televizyon kanalında göreceğimiz dizi, yapımcılar ve kanal arasındaki anlaşmazlıktan dolayı dijitale taşındı. OGM pictures imzalı dizinin senaristliğini bir dönem aynı dizide senaristlik yapmış Rana Mamatlıoğlu ve Bekir Baran Sıtkı’yı görmekteyiz. Yönetmenliğinde ise bir zamanlar Kırmızı Oda dizisinin yapımcılarından olan Cem Karcı’yı görmekteyiz. Dizinin başrollerinde ise; Çağatay Ulusoy, Salih Bademci, Şifanur Gül, Olgun Şimşek ve Ece Sükan paylaşmaktadır. Dizi 2 Mayıs 2023 tarihinde Netflix’te yayımlanmaya başlayan dram türünde bir dizidir.

Dizi, Türkiye’ye son zamanlarda damgasını vurmuş Gülseren Budayıcıoğlu’nun klinik hastalarından birinin hayatını konu ediniyor. Başrolümüz Çağatay Ulusoy dizide Peyami Dokumacı karakterine can veriyor. Peyami, Kars’tan İstanbul’a gelip burada çok başarılı olan bir terzidir. Yeteneğini ise dedesinden almıştır. Diğer başrolümüz olan Salih Bademci ise Dimitri karakteriyle karşımıza çıkıyor. Dimitri ise Rum bir ailenin çocuğudur ve Peyami’nin en yakın arkadaşıdır. Peyami ve Dimitri beraber büyümüşlerdir. Bundan dolayı, birbirlerinin her şeylerini bilirler. Ta ki Peyami’nin dedesi ölene kadar. Peyami’nin dedesi öldükten sonra sır üstüne sır saklamak zorunda kalır. Bu sırlardan bir tanesi de psikolojik olarak engelli babasıdır. Dimitri’nin nişanlısı Esvet rolünde ise Şifanur Gül’ü görmekteyiz.

Hikâye, Peyami’nin Kars’ta köy ağası olan dedesinin ölmesiyle başlar. Dedesinin ölümüyle babaannesi ve babası İstanbul’a gelmeye karar verirler. Peyami ise her zaman babasından utanmıştır. Bundan dolayı, İstanbul’da babasını saklamaya çalışır. Tabii, bir yandan bunlar olurken Dimitri ise Esvet ile evlenmeye hazırlanıyordur. Dimitri psikopat bir karakterdir ve Esvet’e şiddet uygulamaktadır. Esvet bu işkenceden nasıl kaçacağını düşünürken gelinlik provasında Peyami’nin babasına bakıcı aradığını duyar ve bu işe başvurur. İşe alınır ve kaçma hikâyesi başlar.

 

Eleştirime şu şekilde başlamak istiyorum: Klasik Türk dizisi… Herhangi bir televizyon kanalında yayınlansa 5-6 bölüm sonra final yapacak hikâyesi ve oyunculukları var. Artık kadına şiddet, psikopati gibi konuları işlemeyi ne zaman bırakacağız acaba? Çekebileceğimiz onca konu varken neden yine kadına şiddet? Sıkıldık artık bu konudan. Biraz daha ilerleme sağlayabilsek ne güzel olur. Örneğin, bilim kurgu dizisi çeksek. Farklılık olsun. Tüm diziyi Mustafa karakteriyle Olgun Şimşek’in sırtladığını düşünüyorum. İlk bölümden itibaren sadece Olgun Şimşek’in oyunculuğunu görmek için izledim. Zihinsel engelli bir bireyi çok başarılı bir şekilde oynamış. Hatta oynamamış, yaşamış. Bir diğer beğendiğim oyunculuk ise Dimitri karakteriyle Salih Bademci oldu. Psikopatlığını, içindeki vahşet duygusunu geçirebildi. Lakin bir Olgun Şimşek etmedi gözümde. Diğer oyunculara gelmem gerekirse. Final sahnesi dışında Çağatay Ulusoy’un oyunculuğunu hiç beğenmedim. Elleri titrediği için kumaşı kesemiyor vs. duyguları hiç alamadım. Özellikle Şifanur Gül… Başarılı bir şekilde ağlayabilse dahi çok dümdüz oynamış. Korkma duygusunu, aşkı, nefreti, özlemi yansıtamamış. Olgun Şimşek olmasa oyunculuklar çöp.



Şimdi de çekim açılarına gelmek istiyorum. Hareketli çekimler yüzünden oturduğum yerden başım döndü. Sanki bir müzik klibi ya da aksiyon filmi izledim. Peyami’nin kendini kötü hissettiği sahneler, karşılıklı konuşma sahneleri vs. bir şekilde baş döndürücü bir şekilde çekilmiş. Onun dışında, geçiş sahneleri yumuşak ve bağlantılı olmuş. Bu tarafını beğendim. 
Peyami ve Dimitri’nin giyim tarzına hayran kaldım. Peyami zaten kendine yakışanı ve marjinal giyinmek zorunda olan bir karakter ve giyiminin karakterine tam oturduğunu düşünüyorum. Diğer karakterlerin giyimleri ise karakterlerine uygun bir şekilde yapılmış. Örneğin, Esvet biraz daha spor, Peyami’nin babaannesi ise daha elit bir şekilde giydirilmiş. Diziyi stil konusunda tebrik edebilirim.

Dizide en şaşırdığım kısım Peyami’nin gelinlik provasında gözleri kapalı olmasına rağmen evinde Firuze’nin, yani Esvet’in, üstünde gelinliği görüp tanıyabilmesiydi. Bu sahne sayesinde Peyami’nin ne kadar başarılı bir terzi olduğunu anlamış bulunduk. En sevmediğim kısım ise Dimitri oldu. Onun içindeki vahşeti görmek, bir at üzerinden kadınlar hakkında konuşması çok rahatsız ediciydi.

3 sezon anlaşması bulunan diziyi bir daha izleyeceğimi düşünmüyorum. Vakit kaybıydı. Fragman ve konu olarak güzel bir düşünceyle başlamıştım lakin hiç umduğum gibi gitmedi. İzlemeye değer bir dizi değil. Başka izlemeye değer bir dizide görüşmek dileğiyle.


Yorumlar (0)