Anasayfa > Haberler > Moon Knight: İlk 2 Bölüm İncelemesi

Moon Knight: İlk 2 Bölüm İncelemesi

Dizi İnceleme 2 yıl önce Moon Knight: İlk 2 Bölüm İncelemesi

Geçen hafta ilk bölümü yayınlanan ve başrollerinde Oscar Isaac ve Ethan Hawke gibi başarılı ve tecrübeli oyuncular bulunuyor. İlk bölümünde değindiği politik konulardan dolayı Türk izleyiciler tarafından linç yağmuruna tutulan dizinin ikinci bölümü dün çıktı ve bugün izleme fırsatı buldum. İşimiz sinema olduğu için tüm bu politik konuları bir kenara bırakarak nasıl bir dizi olmuş gelin bakalım.

Öncelikle uyarmak istiyorum, bu incelemede SPOILER VAR. Spoilersız bir inceleme olmayacak o yüzden izledikten sonra okumanızı tavsiye ediyorum. 

Geçtiğimiz haftaki ilk bölümden başlamak gerekirse, ilk bölümün getirtiği zorlukları dizinin bolca yaşadığını gördük. Moon Knight karakterinden bir haber seyirci için ilk bölüm "Noluyoruz ya?"dan ileriye gitmedi. Zaten kimse de dizilerinin pilot bölümlerinden bunu beklemez, ancak tek sorun bu değldi. Dizi Moon Knight karakterinin orijinini değil aynı The Batman filmi gibi karakterin yaşantısındaki daha ileri bir noktadan alıyor. The Batman'in aksine ise geleceğe değil geçmişe daha çok odaklanıyor. Memento tarzı bir anlatımı var yani dizinin. Bunu harika bir şekilde başarmış diyemeyiz ama çok göze de batmıyor, sıkmıyor yani. Kurguda da buna uygun olarak mükemmel bir iş başarılmamış ve anlatımla dorğu orantıda bir iş yürütülmüş. Steven Grant karakterinin hayatını yavaş yavaş çözmeye başlıyoruz ve ne olduğunu anlamaya çalışıyoruz ama bir anda bizi Alpler'e atınca afalladık tabiki de. Kurgu ve anlatımın ortalama bir iş olmasının aksine tempo o kadar düzensizdi ki, dizinin ortasında durdurup bir 10 dakikalık bir mola bile verdim. Çünkü beni rahatsız etti. Temponun yanı sıra, Alpler'de geçen 10 dakikalık sekanstaki CGI kullanımı gerçekten çok büyük hayal kırıklığıydı. Oranın bir mekan değil set olduğunu bu kadar gözümüze sokamazlardı. Özellikle uçurumdan yuvarlanan araba, üstüne kütük düşen adam, hatta Marc Spector'ın kullandığı kamyonet bile CGI gibi gözüktü gözümüze. Bunların dışındaki sahnelerde CGI o kadarda kötü değildi. Khonshu'nun CGI'da ortalamanın bir tık üstündeydi hatta. Teknik açıdan konuşmak isteyeceğim bir şey daha kaldı; o da kostüm. Evet 3 saniye civarında bir süre kostümü gördük ancak çizgi romdan fırlamış gibiydi gerçekten de. Marvel'ın kostümlere ne denli özen gösterdiğini biliyorum ve bunu gerçekten de takdir ediyorum. 

Moon Knight incelemesi...

İlk bölümden son olarak konuşmak istediklerim yönetmenler ve oyunculuk. Ethan Hawke'ın canlandırdığı Arthur Harrow karakterini başarılı buldum ve iyi bir kötü olacağını düşünüyorum. 4 Oscar adaylığı bulunan Hawke da karaktere kelimenin tam anlamıyla "can vermiş". İlk bölümden Oscar Isaac'ten (kendimce) göremediğim oyunculuğu Ethan Hawke'tan görmek dizideki oyunculuk kalitesini benim açımdan kurtardı. Oscar Isaac'e değinmek istemiyorum çünkü ilk bölümdeki oyunculuğunu çok yüzeysel ve sığ buldum. Evet, belki de kendisine bu kadar materyel verilmiş olabilir ama beni yine de hayal kırıklığına uğrattı. Son olarak, yönetmenlere değinmek gerekirse; Justin Benson ve Aaron Moorhead. Kendilerini tanımadığım için biraz araştıram yaptıktan sonra ikilinin birçok filmde birlikte çalıştığını gördüm. Aaron Moorhead bu filmlerde görüntü yönetmeni olarak çalışırken Benson yönetmenmiş. Benim eleştirim ise tam olarak sinematografiye gelecekti. İlk bölümdeki; ışık kullanımı, renk peyzajı ve çekim açılarını (kendimce) çok yetersiz buldum. Belki CGI'ın getirdiği kötülükten dolayı bana öyle gelmiş olabilir ama gözüme fazlasıyla battılar. Tüm bu eksilerle birlikte filmin yönetimi de benim için eksi yazıyor maalesef. Çok daha iyi bir ilk bölüm yapılabilecekken sadece merak unsuruyla dizinin ikinci bölümüne seyirci çekilmeye çalışılmış gibi geldi ve bu beni hayal kırıklığına uğrattı. İlk bölümün puanı benim için 6.9/10.


Dizinin bu haftaki ikinci bölümüne geçtiğimizde ise, ilk bölümde bahsettiğimiz eksilerin bir nebze olsun düzeltildiğini ve dizinin üzerine koyulduğunu gördüm. İlk bölümün o giriş ağırlığını hızlıca üstünden atan dizi özellikle Oscar Isaac olmak üzere bir çok işe geniş alan sağlıyor. Karakterin olaya hızlı bir şekilde girmesi ve Layla'yı hikayeye çok geçmeden dahil etmeleri benim açımdan olumluydu. Bu sayede ilk bölümün ölü ağırlığını üstünden attı dizi. Özellikle hikayeye gelen tempo ve bu temponun ilk bölüme göre çok daha düzenli olması diziyi izlerken keyfilenmeme sebep oldu. Yormayan bir analtım tarzını benimsemesiyle birlikte kurgu da rahatlamış ve ilk bölüme nazaran daha kaliteli bir iş çıkarmış. İlk bölümde çok yüzeysel olarak gördüğümüz karakter derinliğini bu bölümde daha fazla gördük. Steven Grant ve Marc Spector karakterlerinin arasındaki anlaşmazlık, Steven'ın olaylara anlam vermeye çalışması ve Steven anlam veremedikçe her şeyin üst üste gelmesi(Layla ile evli olduğunu öğrenmesi gibi) karakterin kafasının karışmasına, kafası karıştıkça da gitgide aklını kaybetmesine sebep oluyor. Bu da, Ammit'in çakalından kaçarlarken Layla ve Marc'ın baskıları arasında kalınca yere çöküp bir çocuk gibi ağlamasına sebep oluyor. Çünkü Steven bir çocuk daha. Hayatında yaşadığı hiçbir şeyi hatırlamıyor, o anılar onun değil bu yüzden o hayata yeni bir çocuk. Yönetmenin bu metoforu böyle bir simgesellikle vermesi benim hoşuma gitti. Bu içsel karışıklıkların ve arada kalmışlıkların arasında Oscar Isaac'e geniş bir oyunculuk alanı kalmış oluyor. İlk bölümde göremedeğimiz oyunculuğunu ise bu bölümde görüyor ve tadını çıkarıyoruz. İlk bölümde çok çok az oçan "Marvel Şakaları", bu bölümde "Bizsiz olmaz." diyip birçok yerde beliriyorlar. Bazı yerlerde eğlendirse de bazı yerlerde (yanlış suiti giyme) bana kabak tadı verdi. İnsan aynı şeyleri 14 yıldır görünce artık sıkılmaya başlıyor maalesef. Bunların dışında, ilk bölüme nazaran bu filmi Mohamed Diab yönetiyor. Sizin gibi ben de kendsini tanımıyorum. 3-4 işi olsa da yüksek bütçeli filmlerde bir tecrübesü olmayan yönetmenimiz diziye kalite katmış. Oyunculara sağladığı serbest alanlar, anlatımın daha iyi hale gelmesiyle kurgunun rahatlaması ve bütünsellik anlamında diziye seviye atlatmış bence. 

Dizinin ilk bölümünü izledikten sonra sadece ikinci bölüm için heyecanlanmıştım ancak ikinci bölümü de görünce diziye olan heyecanım arttı. Umarım diğer bölümlerde çok daha iyi bir iş görürüz. Sonraki incelemelerde görüşmek üzere.


Yorumlar (0)