Anasayfa > Haberler > Komik, Eğlenceli ve Absürt: The Suicide Squad
2016 senesinde ilk fragmanı ile DC hayranlarını inanılmaz heyecanlandırmayı başaran, fakat aynı başarıyı film çıktığı zaman sağlayamayan Suicide Squad filmi birçok izleyicinin aklında oldukça kötü anılar bırakarak sinema tarihinin tozlu sayfaları arasında unutulmuştu. Siz okurlarımıza bu yazımızda 2016 senesinde çıkan Suicide Squad filminin kötü yanlarını anlatarak uzun uzun görmeyi çok isterdim. Fakat hayır. Bugün bu yazımızda, geçtiğimiz günlerde çıkan ve ilk Suicide Squad filminin başaramadığı çoğu olayı başaran The Suicide Squad filmini konuşucaz. Fakat film hakkında ki düşüncelerimi sizler ile paylaşmadan önce, sizlere film hakkında bir iki yüzeysel bilgi vermek isterim.
İlk Suicide Squad filmi tam bir hayal kırıklığı olmuştu. Aslında bunun pek çok sebebi var. Fakat bu sebeplerden en büyüğü, yapımcı firma olan Warner Bros.'un filmin neredeyse her kısmına müdahalede bulunmasındsn kaynaklı olduğunu söyleyebilirim. Bu sebeplede filmin neredeyse büyük bir çoğunluğu çıkartılmış ve geri kalan kısmı da değiştirilmişti. Sonuç olarakta biz izleyicilerin karşısına bayat ve sönük karakterlerin olduğu iğrenç bir hikaye ve kötü bir film çıkmıştı. Fakat geçtiğimiz senelerde Warner Bros. bu hatasını anlamış olacak ki; yönetmen olarak James Gunn'ı tutarak elinin altına güzel bir kadro ve hatırı sayılır bir bütçe verdi. Tüm bu imkanların yani sıra Gunn'a hiç mudahale etmeyen Warner Bros. yönetmene güvenerek filmi teslim etti. James Gunn ise kendi ellerine teslim edilen bunca imkana nankörlük etmeyerek gayet eğlenceli ve süper kahraman filmlerine bakış açısını değiştirebilecek bir film çıkarma iddaası ile filmin çekimlerine başladı. Geçtiğimiz günlerde The Suicide Squad filmi ülkemizde sinemalarda vizyona girdi ve bende filmi izleme fırsatı buldum. Şunu söyleyebilirim ki; film gerçekten eğlenceliydi.
Şimdi gelelim The Sucide Squad filmi hakkında ki spoilersız düşüncelerime. Dostlar, benim filmden hiç ümidim yoktu. Gerek DC'nin çektiği filmlerin neredeyse hepsinin kötü olmasından, gerekse ilk Suicide Squad filminin başarısızlığından mütevellit ben yeni çıkacak The Suicide Squad filminin tam bir hayal kırıklığı olacağını düşünüyordum. Tamda bu düşüncem yüzünden film hakkında ki hiç bir haberi önemsemeyerek, James Gunn'ın ortaya attığı hiç bir iddaa'nın gerçek olacağını düşünmemiştim. Fakat yanılmışım. İyikide yanılmışım. Film ne kadar Süper Kahraman filmlerine olan bakış açısını değiştirme iddaası ile çekilerek bu iddaasında başarısız olsa da, filmin eğlenceli olduğu net bir gerçek. Ben filmi izlerken, filmin pek çok yerinde sinemada kahkaha attım. Filmin ilk 20 dakikasını izlerken ise inanılmaz büyük bir zevk duydum. Bu arada unutmadan filmin +18 yaş sınırının gerçekten hakkını verdiğini söyleyebilirim. Filmlerde ki şiddet sahnelerinden zevk alan biri olarak söyleyebilirim ki; bu filmden çok zevk aldım. Film hakkında ki detaylı incelememe geçmeden önce siz okurlarımızı uyarmak isterim; bu kısımdan sonra azıcıkta olsa spoiler olabilir. Eğer seyir zevkinize düşkünseniz ve ufak spoilerlar bile bu zevki riske atıyorsa, sizlere ilk önce filmi izlemenizi, ardından ise okumaya devam etmenizi öneririm.
Yazımın bu kısmında siz okurlarımıza filmdeki karakterlerden -özellikle Harley Quinn- , filmde ki hikayeden ve filmin nerelerini beğenip nerelerini beğenmediğimden bahsetmek isterim. Ben bu filmdeki ekibi, ilk Sucide Squad filmde ki ekibe kıyasla oldukça sevdim. Çünkü bu filmde her karakterin gerçekten kendine has özellikleri olduğu açık bir şekilde bana kendini hissettirdi. King Shark karakteri ekibin yalnız, aptal ve kesinlik aç üyesi iken, Peacemaker karakteri ekibin özgürlükçü ama şerefsiz karakteri olmayı başarmış. Neredeyse ekipteki tüm üyelerin kendine özel güçlerinin ve karakteristik özelliklerinin olması ise beni oldukça memnun etti. Ben filmi izlerken en çok Peacemaker karakterine güldüm. Karakterin tamamen Amerika eleştirisi olması bir yana, karakterin felsefesinin "En değer verdiğim şey özgürlüktür, ama bunun uğruna kadın ve çocukları öldürmekten çekinmem" şeklinde olması ise beni baya eğlendirdi. Birazda kısa bir şekilde Harley Quinn hakkında konuşmak isterim; Sonunda şu karakteri sevebildim, sonunda! Harley Quinn'in önceki filmlerde sürekli fiziği ile öne çıkarak savaşa yumruk veya beyzbol sopası ile gidip sapasağlam dönüyor olması beni çok rahatsız ediyordu. Fakat bu durumun tam aksine bu filmde Harley Quinn'i sonunda sex objesi olmaktan çıkmış ve bir ölüm makinesine dönüşmüş bir şekilde izlemek beni çok ama çok sevindirdi.
Benim filmi beğenmeme en çok etki eden olay, filmin kendini ciddiye almamasıydı. Gerek şiddet düzeyi, gerek karakterlerin bir anda ölmesi ve gerekse filmin ana düşmanının dev bir deniz yıldızı oluyor olması beni inanılmaz eğlendirdi. Film hiç "Ben ciddi bir yapımım" havalarına girmeden, sadece izleyiciyi eğlendirmek üzerine çekilmiş. Ve dürüst olmalıyım ki; bu amacında oldukça başarılı olmuş. Filmdeki çoğu diyaloğu, karakteri ve olayı beğendiğimi söyleyebilirim. Filmde beni rahatsız eden tek etken; filmin sonunda karakterlerin bir anda şehri kurtarma girişiminde bulunmaları oldu. Tamamen kötü insanlardan oluşan bu grubun, ölme riski alarak bir hiç uğruna savaşa girmesi bana mantıklı gelmedi. Bu ve bunun gibi bir kaç tane daha ufak hataların olduğunu eklemeliyim. Fakat bu hataların, seyir zevkini bozacak türden değilde, "böyle olmasaymış daha iyi olurmuş" denilecek türden hatalar olduğunu da belirtmem gerek diye düşünüyorum.
Özet olarak; ben filmi beğendim. Bir şaheser veya başyapıt değil, yeni bir deneyim yada tecrübe sunmuyor ve senaryosu çok basit. Ama yinede film bunları olmaya çalışmayarak tamamen izleyiciyi eğlendirmeye odaklanmış. Bence James Gunn'ın bu kadarı oldukça yerinde olmuş. Çünkü film inanılmaz EĞLENCELİ. izlemeseniz bir şey kaybetmezseniz, ama izlerseniz iyi vakit geçirebilirsiniz. Eğer boş vaktiniz varsa ve kafa dağıtmalık bir film arıyorsanız The Suicide Squad filminin tam size göre olduğunu söyleyebilirim
