Anasayfa > Haberler > İnceleme: The Watcher - Bölüm 1

İnceleme: The Watcher - Bölüm 1

Dizi İnceleme 2 yıl önce İnceleme: The Watcher - Bölüm 1

Dizi yıllar önce yaşanmış gerçek bir olayı anlatıyor. 657 Boulevard bulvarına taşınan Derek ve Maria’nın hikayesine değinilmiş. Şehrin en güvenli yeri olduğu söylenen mahalleye taşınan, taşınmak için geleceğine yatırdığı tüm parayı bile feda eden, Brannock ailesinin hiç beklemediği olaylar başlarına geliyor: tehdit içeren ve evini gözetlediğine dair anonim mektuplar..

İlk bölüm için söylemek istediğim ilk şey beklediğimden çok daha klişe başlaması. Klişe dediğinizde aklınıza ilk ne geliyorsa başlangıcı öyleydi. Arabayla mahalleye ilk defa girilmesi, biz burada çok mutlu oluruz konuşması, tesadüfen birileriyle arkadaş çıkmak… Dahmer gibi bir diziden sonra insan Ryan Murphy ve ekibinden daha farklı bir giriş bekliyor.

Klişeye devam etmek gerekirse, Brannock ailesi eve bakmak için gittiklerinde garip bir hava sezmelerine rağmen satın almak için ellerindeki tüm parayı vermeleri çok saçma. Ev alırken komşuların önemini bu dizide daha iyi anlayacağız gibi duruyor. Brannock ailesi evi satın aldıktan sonra onları korkutan mektuplar almaya başlarlar. Bunun yanı sıra komşularından birinin servis asansörüne elini kolunu sallayarak girdiğini bilen Dean’e benim bir sorum var: Komşularından birinin evine çok rahat bir şekilde girdiğini bilmene rağmen evin içine neden kamera taktırmazsın?

Çekimler hakkında gerçekten hiçbir şey diyemiyorum. Kendimi bir anda aksiyon filminde gibi hissettim. Durağan sahnelerde bile kamera gereğinden fazla sallanmış. İzlerken oyunculara odaklanamadım bile. Sahne geçişleri ise çok keskindi. Örnek olarak, evde Dean ve Nora’nın konuşmaları daha devam edecekmiş hissiyatı verirken kendinizi birden Dean’in ofisinde bulabilirsiniz. Sanki sahnelerde tamamlanmayan bir şeyler var gibi. Daha ilk bölüm olduğu için çok da umudumu kesmek istemiyorum.



Dizide gerçekten gizem ve merak uyandırma söz konusu. Senaryo durağan olmasına rağmen bir dahaki bölüm ne olacak acaba diye merak etmedim değil. Sadece fazla tahmin edilebilir olmuş. Gerçek hikayeyi merak edip okuduğumda tüm teorilerimin doğru çıktığını anladım.

Bobby Cannavale aile babası duruşunu çok başarılı bir şekilde yansıtmış. Mektupları okuduğu andaki korkusunu da seyirciye gerçekten geçirebilmiş fakat aynısını Naomi Watts için söyleyemeyeceğim. Aralarındaki aşkı çok net bir şekilde alabilsek de Naomi’den korku ve endişe duygusunu asla alamadım. Anonim bir şekilde tehdit mesajları alsam uyuyamazdım bile…

İlk bölüm beni meraklandırdı. 7 bölümlük mini bir dizi olduğu için bir şans vermeyi düşünüyorum. Umarım bu durağanlık devam etmiyordur. Sonraki incelemelerde görüşmek üzere.


Yorumlar (0)