Anasayfa > Haberler > İnceleme: The Boys Sezon 3

İnceleme: The Boys Sezon 3

Dizi İnceleme 2 yıl önce İnceleme: The Boys Sezon 3

2019 senesinde, Amazon Prime Video ekranlarında hayranlarla buluşan The Boys dizisi, pek çok izleyici ve eleştirmen tarafından beğenilmiş ve büyük bir başarıya imza atmıştı. Dizinin diğer pek çok süper kahraman dizisinden farklı oluşu, klişe bir konuya sıradışı bir bakış açısı ile yaklaşması, güzel aksiyon sahneleri ve içerdiği bolca vahşet sayesinde benimde büyük bir hayranı olduğum dizinin ikinci sezonu çıkalı uzun bir süre geçmişti. İkinci sezonun harika final bölümü ile birlikte, bende her hayran gibi dizinin üçüncü sezonunu beklemeye koyulmuştum. Geçtiğimiz haftalarda o uzun ve işkenceli bekleyiş sonunda bitmiş ve 3. sezonun yeni bölümleri haftalık olarak yayınlanmaya başlamıştı. Ve geçen gün dizinin 8. bölümü de yayınlanarak 3. sezon tamamlanmış oldu. Peki bu yeni sezon nasıldı? İsterseniz gelin yavaştan, yeni sezon hakkında konuşmaya başlayalım.

Öncelikle şunu söyleyebilirim ki; 3. sezon fazlaca güzeldi. Dizi hiçbir şeyi aceleye getirmeden, yavaş ve emin adımlarla işlemiş. Bu da hikayeyi fazlasıyla kuvvetlendirmiş. Dizinin her sezonunda olduğu gibi bu sezonda da az ama öz aksiyon sahneleri vardı. Dizinin içerisinde her ne kadar sayıca az aksiyon sahnesi bulunsa da, izleyici olarak bunu umursamıyorsunuz. Dizi, gereksiz aksiyon sahneleri kullanmaktansa, bir karakterin ölüm sahnesini göstermek yerine o karakterin direkt cesedini kullanıyor. Bunu da ayarında yapınca izleyici olarak rahatsız olmuyorsunuz. İşin güzel tarafı, dizi de az aksiyon sahnesi olduğu için, en ufak bir aksiyon sahnesinde bile kalbiniz küt küt atmaya ve heyecanlanmaya başlıyorsunuz. Bu yüzden de dizinin aksiyon sahnelerinin çok yerinde ve güzel kullanıldığını düşünüyorum.

Şimdi gelelim dizinin hikayesine. 2. sezonun sonunda Homelander'ın biricik aşkı Stormfront ölmüş, çocuğu Ryan ise babasından uzak yerlere yeniden kaçırılmıştı. Bu sezon da ise hikaye ilk başta oldukça sakin ve güzel bir açılış yapılıyor. 1 senedir hiçbir olayın olmadığı, aksine süper kahraman sebepli ölümlerinin azaldığı bir zaman atlaması yaşanıyor. Ardından ise 1980’lerin Homelander'ı olan Soldier Boy'un tekrar ortaya çıkması ile her şey değişiyor. Ben 3. sezonun hikaye anlatımını ve kurgusunu çok beğendim. Her bölümü ayrı bir zevkle izlemeniz yetmezmiş gibi, her bölümün sonunda bir sonraki bölümü merak etmeye başlıyorsunuz. Ve bu böyle devam ediyor. 

Birazda dizinin 3. sezonuna eklenen yeni önemli karakterimiz Soldier Boy hakkında konuşmak istiyorum. Ben karakterin işlenişini ve motivasyonunu çok beğendim. Ama buna rağmen böyle güçlü ve önemli bir karakter hakkında bize önceki sezonlarda hiç bahsetmemiş olmaları çok tutarsız geldi. Dizinin 3. sezonunda Soldier Boy'dan bir efsane ve halk kahramanı olarak bahsediliyor. Fakat bana göre, böylesi önemli bir karakterin ismini önceki sezonlarda hiç duymamış olmamız hikayeyi bir tık baltalamış. Bunun dışında Soldier Boy karakterinin güzel ve sağlam işlendiğini düşünüyorum. Yine aynı şekilde Hughie ve Butcher karakteride gayet güzel işlenmiş. Özellikle Hughie'nin geçici V'ye bağımlı olması ve güç hevesi uğruna herşeyi göze alması olayını çok beğendim. Bunun dışında Butcher karakterini lazer atıp insanları parçalayarak izlemek çok eğlenceliydi.



Şimdi gelelim dizinin en kilit karakteri Homelander'a. Bu sezon Homelander'ın karakteri çok fazla geliştirilmiş. Karakterin o sert kabuğunun altında yatan terkedilmiş çocuk izleyiciye çok iyi yansıtılmış. O psikopat ve cani bedenin altına hala bir baba özlemiyle duran birinin olması çok etkileyici olmuş. Fakat o hasretle beklenen "Baba'nın" Soldier Boy gibi biri olması ondan çok daha etkileyici olmuş. Ben özellikle sezonun final bölümünde Homelander'ın Soldier Boy'a "Baba, torunun ve ben seni bekliyoruz" diyerek ağladığı ve reddedildiği sahnede çok etkilendim. Gerçekten güzel bie sahneydi. Tüm bunlara rağmen Soldier Boy'un Homelander'ı öldürmeye çalışması, bu sırada da Ryan'a zarar verince ortalığın karşılaşması çok güzel ayarlanmış. Özellikle Butcher ve Homelander gibi iki düşmanı, ortak noktaları olan Ryan'ı korumak için beraber çalışırken izlemek çok ama çok iyiydi.


Son olarak sezonun kapanışına değinmek istiyorum. 3. sezonun kapanışı bana göre tüm dizinin en etkileyici sahnesi olabilir. En son olan olaylardan sonra Homelander'ı savunan bağnaz bir kitle doğmuştu. 3. sezonda bu kitle gitgide büyümüş ve bambaşka bir hâl almıştı. Sezonun kapanış sahnesinde Homelander, oğlu Ryan'ı insanlara tanıtmak için gökten uçarak geldiğinde ise, bu bağnaz insanlar deliler gibi sevinmiş ve almislamaya başlamışlardı. Fakat karşı gruba ait biri, Ryan'a bir cisim fırlatıp hakaret edince Homelander'ın gözü dönmüş ve o adamı tüm o kalabalığın içinde öldürmüştü. Buna rağmen o kalabalık daha da heyecanlanmış ve Homelander'ı alkışlamışlardı. İşte tam o anda Homelander ve Ryan'ın yüzünde beliren şeytani gülümseme... İşte o iki şeytani gülümseme gerçekten efsaneydi. Homelander her geçen gün kendi karakterini göstermeye, insanlarda Homelander'ı bir o kadar sevmeye başladı. Ve bu işin içinde masum Ryan'da dahil oldu. Bakalım gelecek sezonlarda Ryan nasıl biri olacak? Babası gibi bir psikopat mı yoksa bir anti kahraman mı? Kim bilebilir ki? Dostlar, ben iyisiyle kötüsüyle; ama büyük bir ölçüde iyisiyle The Boys dizisinin 3. sezonunu çok beğendim. Diziyi izlemediyseniz en kısa sürede izlemenizi ve bitirmenizi öneririm.


Yorumlar (0)