Anasayfa > Haberler > İnceleme: Tell Me Lies

İnceleme: Tell Me Lies

Dizi İnceleme 2 yıl önce İnceleme: Tell Me Lies

Carola Lovering’in 2018’de yayınlanan Tell Me Lies adlı kitabını uyarlama girişimi 2020’nin Eylül ayında başlamıştı. Tell Me Lies, genç bir kadının çekici olma konusunda iyi olan bir erkeğe takıntısının hikayesini anlatıyor. Toksik aşkı, acımasız hırsı ve şok edici ihaneti araştıran bir reşit olma hikayesi.

Lucy Albright, California’daki küçük üniversitesinin kampüsüne geldiğinde Long Island’da yetiştirildiği zamandan çok uzaktadır ve gençliğinin ilk yıllarında ihanetini asla affetmediği annesinden yüzlerce kilometre uzakta olduğu için mutludur. Lucy, üniversite hayatını ve sunduğu her şeyi kucaklar: yeni arkadaşlar, çılgın partiler, teşvik edici dersler. Ancak, büyüleyici, çekici, karmaşık, yıkıcı, kendisine ait gizemli bir geçmişi olan Stephen DeMarco ile tanıştığında her şey değişir. Kendine güvenen ve kendinden emin Stephen, Lucy’de başka kimsenin görmediği bir şey görür ve Lucy, kendisiyle ilgili bu görüşü ve onun ilgisinin ona getirdiği olasılık duygusuyla çabucak baştan çıkar. Bu arada Stephen, geçmişinde gömülü olan ve açığa çıkarsa onu mahvedebilecek olayı unutmaya kararlıdır. Başarı için tek çabası Lucy’nin kalbini kazanmaya ve aynı zamanda eski sevgilisini de elinde tutma hırsına kadar uzanır. Lucy’nin ve Stephen’ın sesleri arasında gidip gelen Tell Me Lies, üniversite ve üniversite sonrası yaşamları boyunca aralarındaki bağlantıyı takip ediyor. 

Öncelikle Tell me lies izlemenin bana derin bir acı verdiğini söyleyebilirim. Uzun zamandır o kadar çok yapımı eleştirirken sert cümlelerde bulunsam da bu diziyi izledikten sonra özür dilemek istediklerim bulunmakta. Oldukça ergen bir senaryoya sahip dizide son birkaç yıldır popülerleşen 365 days ve Euphoria yapımlarının ortaya karıştırılmış bir çakması gibi duruyor. Sürekli cinsellik üzerine kurulu olması hatta bu cinselliğin ayarı kaçmış bir şekilde bulunması izleme hevesini kırıyor. Ortalama 1 bölümü 50-55 dakika olan dizide en az 20-30 dakika arası ya cinsellikle ya da cinsel konuşmalar ile geçiyor. Zaman zaman acaba başka şey konuşacaklar mı dediğim bile oldu. Daha kötüsü olamaz derken bir de başka konular konuşulduğunda sohbetler sığ ve anlamsız kalmış. Yani bu dizi okuduğunuz herhangi bir ergen kitabından hiç bir fark göstermiyor. Dizi karakterin eski günler ile ilgili bir rüya görmesi ile başlıyor ardından günümüze gelip üniversite arkadaşının nisanına katılıyor. Burada herkes eski sevgilisi ile karşılaşmasının sorun çıkartıp çıkarmayacağını soruyor ardından uzun bir ana karakterin etrafa boş bakışları eşliğinde erkek başrolümüz sahneyi alıyor. Tüm bu sahnenin ardından hikaye geriye tam da Lucy'nin üniversite kazandığı zamanlara gidiyor ardında da evden ayrılıp üniversiteye gelip macerasının başlamasını izliyoruz. Tüm bunlar totalde 20 dakika içinde gerçekleşiyor. Daha sonra da yukarıda bahsettiğim boş ve gereksiz cinsellik ve sığ diyaloglar eşliğinde dizi zorla itmeyle devam ediyor. Bazı yerlerde ise kurgu hatası görüyorsunuz sanki senarist hikayeyi yazarken aklına daha iyi bir fikir gelmiş ama bu fikirdi sadece aklıma geldiği an kullanmış ve bu fikre bir altyapı oluşturma zahmetinde bile bulunmamış.



Hele bir de kampüse giriş sahnesi var ki spiderman:homecoming filminin fragmanında kullanılan müziği hatta o müzikteki sahneyle benzer çekim teknikleri kullanarak gençlik dizisi havası vermeye çalışmışlar. Her ne kadar bu sahneyi de beğenmeyip ucuz bulsam da dizinin güzel ve çok dinlenmiş müzikleri kullanması hoşuma gitti. Sanırım tek beğendiğim kısım da buydu. 

Oyuncuların deneyimleri veya ne kadar çok çalıştıkları hakkında bir şey diyemem lakin karakterlerinin sığ yazılmış olmasından mı yoksa cidden kötü senaryodan dolayı mı tam bilmiyorum ama çok kötü oyunculuklar izlediğimi söyleyebilirim. Lucy karakterini oynayan Grace Van Patten karakterinin duygularını izleyiciye geçiremiyor bile. Stephen karakteri ise bana sürekli sanki mental bir sıkıntısı varmış gibi hissettirdi. Yan karakterler ise backstory'si bile bulunmayan sadece ana karakterlere hizmet amaçlı kullanılmaktan başka bir şeye yaramamış. Günümüzde oyunculuğu ile show yapan bunca isim varken böyle oyunculuklar maalesef beş para etmiyor. 

Son olarak söyleyeceğim şu ki eğer diziyi izlemeyi planlıyorsanız boşuna zaman kaybetmeyin. Eğer bir deneme sürüşü de ben yapayım şu diziye derseniz önerim 1.25 de izlemeniz kesinlikle daha az vakit harcar hem de seyir keyfinden bir şey kaybetmezsiniz.


Yorumlar (0)