Anasayfa > Haberler > İnceleme: Spiderhead

İnceleme: Spiderhead

Film İnceleme 2 yıl önce İnceleme: Spiderhead

Popülerliğini her geçen gün kaybeden Netflix yeni içeriklerle takipçilerini kaybetmemek için elinden geleni yapmaya çalışıyor. Chris Hemsworth ve Miles Teller’ın başrollerde olduğu Spiderhead bu yapımlardan birisi…

Netflix, Extraction’da Chris Hemsworth ile yakaladığı başarıyı şimdilerde Tron, Oblivion ve Top Gun Maverick filmlerini yöneten Joseph Kosinski ile harmanlayarak Spiderhead filminde yakalamayı planlıyor. Başrollerde söylediğimiz gibi Chris Hemsworth ve Miles Teller bulunuyor. Miles Teller dünyanın en başarılı filmleri arasında gösterilen Whiplash filminin yıldızı, ayrıca Joseph Kosinski ile Top Gun: Maverick filminde çalışmış bir oyuncu. Oyuncularımızı ve yönetmenimizi tanıttığımıza göre bunların ortak noktası olan Spiderhead filminden bahsedelim.

Öncelikle her Netflix filminin başarılı veya başarısız olmasını beklemek yanlış olur. Netflix bu konuda çok içerik üretme ve içlerinden bir iki tanesinin tutmasını mantıklı bulur. Peki Spiderhead filmi bu çizginin hangi kısmında kalıyor. Başarılı mı? Yoksa başarısız mı? Size şu ana kadar iyi yanlardan bahsettim. Çünkü çok fazla iyi konuşamayacağım. Hikayenin başlangıcında ekranda gösterildiği gibi bu bir uyarlama senaryo. Yani George Saunders’ın The New Yorker kitabındaki “Spiderhead’den Kaçış” isimli kısa hikayeden uyarlama bir film. Yani Netflix bu filmde de yeni bir şey üretmekten ziyade mevcut bir yapımın üzerinden ilerlemeyi doğru buluyor. Buna en iyi örneklerden birisi geçtiğimiz günlerde yine Netflix’te çıkan Kore usulü “La Case De Papel” dizisini gösterebiliriz. Neyse…



Hikayeye bize, bir adada mahkumlar üzerinde deney yapan bir araştırmacıyı anlatıyor. Araştırma konusu ise insan duygularının ilaçlarla değiştirilebileceği kanıtlamak. Dört temel duygunun kontrolünü sağlayan 4 farklı ilaçtan bahsediliyor. O anda anlıyorsunuz ki ilacın birisini en sona kadar söylemeyecekler. Çünkü buna benzer bir senaryoyu farklı versiyonlarda yüzlerce defa gördük. Gizli silah, gizli bilgi, gizli adam, gizli bilmem ne… Bu sefer karşımıza çıkan ve gizem uyandıran unsur ise son ilaç. Değişen bir şey yok yani. 


Mahkumlar üzerinde deney yapan ve bunu onların rızası ile seve seve yapan Chris Hemsworth’un canlandırdığı karakter Steve film boyunca çok sevimli gösteriliyor. Daha sonra 1 saat 45 dakika olan filmin 15.dakikasında mahkumdan bir şeyi saklamaya çalışırken anlıyorsunuz ki bu işin altında bir bit yeniği var. Derken olaylar olaylar üstüne geliyor. Daha fazla konusunu anlatmak istemiyorum. Burada sizlere tahmin edilebilirlik ve gizem unsurunun nasıl paramparça edildiğini anlatmak istedim. Belki hikaye daha da gergin anlatılabilirdi veya son ana kadar devam eden şaka unsurları kullanılmayabilirdi. Böylece suç ve gerilim kategorilerinde başarılı olunabilirdi. Ayrıca bunun neresinde aksiyon var pek anlamadım. Sondaki kaçış sahnesi diyorsanız çok daha iyisini bir müzik klibinde izlemişliğim var. Aksiyon, gerilim, suç kategorisinde film çıkarıyorsun. Aksiyon yok, gerilimi ilk 10 dakikada heba ediyorsun, suç dediğin unsuru da yaptığın şakalarla basitleştiriyorsun. İşte bu noktada ben bu filmle barışamadım. Filmle alakalı net görüşlerim aşağıdadır.

Film güzel olabilecek bir konuyu bazı kötü fikirler uğruna heba etmiş. Oyuncu başarılı, yönetmen başarılı ancak senaryo başarılı değil. Uyarlama film yapmak zorunda değilsiniz sadece konusunu alıp genişletebilirsiniz. Adam zaten kitabı yazarken demiş ki “Kısa Hikayeler” sen de bunu düzeltmeden veya geliştirmeden 1 saat 45 dakika uzunluğunda anlamsız bir film çıkararak rezil ediyorsun. Ama müzikler iyiydi çünkü Netflix yapmamış.


Yorumlar (0)