Anasayfa > Haberler > İnceleme: Better Call Saul 6.Sezon 2.Kısım

İnceleme: Better Call Saul 6.Sezon 2.Kısım

Dizi İnceleme 2 yıl önce İnceleme: Better Call Saul 6.Sezon 2.Kısım

2015 senesinde Breaking Bad evreninin öncesini anlatmak amacıyla yayın hayatına başlayan Better Call Saul dizisi, ilk sezonlarıyla Breaking Bad kalitesinin altına düşmemeyi başararak çoğu hayranı mutlu etmişti. Fakat dizinin 5. ve şu anda ilk yarısı biten 6. sezon, çıtayı o kadar yükseltti ki, Breaking Bad efsanesinin bile önüne geçti. Bu nedenle çoğu hayran dizinin 6. sezonunun çıkmasını uzun bir süredir bekliyordu. 6. sezon geçtiğimiz aylarda haftalık olarak yayınlanmaya başlamıştı. 13 haftalık bir sürecin ardından dizi final bölümünü yayınlayarak izleyicilere veda etti. Bende sizlere bu efsane dizinin final sezonunu anlatmak, incelemek ve değerlendirmek için klavye başına geçtim.

Dostlar, öncelikle şunu söylemeliyim ki; bu diziyi izlemediyseniz izlemeli, izlediyseniz de bu diziyi girdiğiniz her ortamda övmelisiniz. Çünkü bu dizi bunu sonuna kadar hak ediyor. Sezonun ilk yarısı yayınlandığı zaman bu düşünceye sahip değildim. Çünkü dizi her ne kadar harika ilerlesede, dizinin kalitesine yakıştıramadığım bir iki ufak hata yapılmıştı. Bu da beni, dizinin finaline karşı korkutmuştu. Kafamda "Acaba bu efsane dizi, kötü bir finalle bitebilir mi?" diye sorular oluşmuştu. Neyse ki sezonun diğer yarısının yayınlanmasıyla birlikte bu tereddütler yavaş yavaş kafamdan kalkmaya ve beni diziye karşı çok daha fazla yükseltmeye başladı. Dilerseniz beni nelerin düşürdüğünden, nelerin ise geri yükselttiğinden kısaca bahsedip, ardından da final hakkında konuşmaya başlayalım.

Final sezonun ilk üç bölümü tam anlamıyla efsaneydi. Ve bana göre kesinlikle dizinin en iyi bölümlerinden biriydi. Gerek temposu, gerek Nacho karakterinin sonu ve gerekse Breaking Bad’e yaptığı göndermelerle efsane bölümlerdi. Herşey harika gidiyor derken dizi, 3. bölümün o efsane kapanışından sonra bir düşüş yaşadı. Hem tempo hemde olaylarda gözle görülür düşüşler yaşandı. Bişeyler izliyorduk, ve bu şeyler kaliteli şeylerdi. Ama ne izlediğimizi bilmiyorduk. Bu böyle tam 4 bölüm devam etti ve sezonun yarı finalinde de çok ani bir olay olan Howard Hamlin'in ölümü gerçekleşince; izleyici olarak ben, tam anlamıyla "neler oluyor lan!" tepkisini verdim. Ve bu tepki beni gerçekten dizinin kötü bir finale sahip olup olmayacağı konusunda korkuttu. Bir iki aylık bir bekleyişin sonunda dizinin final sezonu tekrar yayınlanmaya başladı. Ve şunu kesinlikle söyleyebilirim ki; sezonun ikinci yarısı tam anlamıyla harikaydı. İkinci yarının ilk iki bölümüyle, Better Call Saul timeline'ı bitirilmiş, ve geri kalan 4 bölümde de, Breaking Bad Timeline'ından sonra neler olduğuna değinilmişti. Bazı yerlerde efsane ikilimiz olan Walter&Jessie görünmüş, bazı yerlerde hiç bilmediğimiz olayların varlığından haberdar olmuştuk. Ve böylece, yavaş yavaş ama emin adımlarla giden sezonun ikinci yarısının final bölümü yayınladı. O final... Dostlar, hiç abartmıyorum, izlediğim en iyi finallerden biriydi.



Dizinin final bölümü süre olarak diğer bölümden 30 dk daha uzundu. Ve tüm bölüm, Breaking Bad olaylarından sonraki Saul'un yaşadıklarını anlatıyordu. Senelerce korkakça polisten kaçan Saul, içinde ki suç isteğine yenilip tekrar riske girer, ve bu yüzden de en sonunda yakalanırdı. Final bölümde işte tam olarak o yakalanma sonrasında, Saul'un başına gelenleri konu almıştı. İki ihtimal vardı; Ya Saul üstün hukuk bilgisini kullanarak bir kaç sene içerde yatacak ve vicdan azabıyla kötü biri olarak yaşamaya devam edecekti, ya da hak ettiği cezayı alıp tüm ömrünü hapiste geçirecekti. Dizi son dakikalara kadar, sürekli kendini düşünen ve kötü biri olan Saul'u izleyiciye aktarmıştı. Bir raddeden sonra, Saul sırf kendini kurtarmak için hayatta değer verdiği tek kişi olan Kim'i de satınca, izleyici olarak inanılmaz etkilendim. Çünkü artık karşımda hâlâ gelişen ve değişen bir Saul yoktu. Artık tamamen kötü ve kendi için herşeyi yapabilecek bir adam vardı... Derken çok ani ve keskin bir geçişle Saul'un aslında kötü olmadığını, sadece o mahkeme salonunda ki dandik hukuk insanlarına, gerçek hukuku öğretmek için böyle yaptığını ve kendini adil olana bıraktığını görünce her şey yerine oturdu. 

Dizinin finalinde Saul'un ömür boyu hapis alması fakat "Ben artık Saul değil, Jimmy'm" demesi beni çok etkiledi. Hele ki Kim'le birlikte hapishane hücresinin duvarına yaslanıp sigara içmeleri... Dizinin finali tam anlamıyla diziye yakışan bir finaldi bana göre. Finalde, diğer dizi/filmler gibi ne yapay bir mutluluk ne de izleyiciyi etkilemek için yapılan saçma kötü sonlar yoktu. Herşey olması gerektiği gibi olmuş, herkes hakettiği yere eninde sonunda gitmişti. Tam anlamıyla harika bir dizi ve harika bir finaldi. İncelememi şu kaçınılmaz kıyaslamada yerimi belli ederek sonlandırmak istiyorum. Breaking Bad izlemiş fakat Better Call Saul izlememiş biriyseniz bu kıyaslama size çok absürt gelebilir. Ama; Better Call Saul büyükyür Breaking Bad. Üzgünüm dostlar, fakat bana göre durum bu...


Yorumlar (0)