Anasayfa > Haberler > Çerezlik Bir Dizi: Treason

Çerezlik Bir Dizi: Treason

Dizi İnceleme 1 yıl önce Çerezlik Bir Dizi: Treason

26 Aralık’ta Netflix’te yayına giren yapımın yönetmen koltuğunda ‘The Witcher’ dizisinde gördüğümüz Louise Hopper var. Senaristliğini ise "Bridge of Spies"ın senaristi Matt Charman’ı üstlenmiş. Oyuncularda ise Charlie Cox, Olga Kurylenko, Oona Chaplin, Ciaran Hinds, Tracy Ifeachor ve Alex Kingston’ı görüyoruz.

5 bölümlük mini dizi şeklinde olan Treason’ın türü polisiye ve sürükleyici olarak karşımıza çıkıyor. Konusu ise, MI6 tarafından yetiştirilen Adam Lawrence’ın kariyeri çok parlaktır ve başkan olmaya çok uygundur. Fakat karmaşık bir geçmişe sahip olduğu Kara’yla tekrardan yolları kesişmesi Adam’ın tüm kariyerini sorgulamaya neden olur. Aslında tüm kariyerinin Kara’nın MI6’le olan hesaplaşmak için Kara tarafından işlendiğini görür. Bunun sonucunda, MI6 ve Adam’ın sadakati ve güvenilirliği sorgulanır. 

Dizi çok basit. Senaryo basit, oyunculuklar düz ama buna rağmen yine de çok diyemesem de başarılı. Özellikle Olga Kurylenko, Kara karakterinin intikam hırsını, duygusuz olması gerektiğini çok başarılı bir şekilde yansıttığını düşünüyorum. Bir diğer yandan Charlie Cox, yüzü suyu hürmetine izledim ama maalesef ki C yani MI6 başına yakıştıramadım. Çok toy ve sözü dinlenilmeyecek biri gibi duruyor. Onun dışında duygularını, yansıtmak istediklerini çok rahat alabildim. Alamasam çok yazık olurdu çünkü senaryonun fazla basitliğiyle birkaç defa kamera karşısına geçmiş biri de bu duyguları yansıtabilirdi. Bir de Dede karakteriyle Tracy Ifeachor’u söylemeden es geçemem. Diziyi sırtlayanlardan birinin de onun olduğunu düşünüyorum. 

Uzun zamandır ikinci adamın darbe yapıp başrolün yerine geçme çabasını görmüyorduk. Bu yönden beğendim. Fakat konuyu o kadar basit ve içine girmeden işlemişler ki boşa gittiğini düşünüyorum. Senaryo biraz daha derinlemesine olsa belki de ajan konseptli dizilerde ilk 10’a bile girebilirdi. İlk iki bölümünü ittire ittire izledim ama son üç bölümünün nasıl geçtiğini anlamadım. İlk iki bölümün yavaşlığını son üç bölümde telafi etmişler resmen. Dizi daha ne uzun ne de daha kısa olabilirmiş. Tam zamanında bitirmişler. Yine de merak ettiriyor ve hadi izleyeyim derken bitiyor.



Benim dizide en sevdiğim kısma gelmek istiyorum; çekimler. Çok uzun zamandır bu kadar başarılı çekimi olan bir yapım izlememiştim. İlaç gibi geldi. Geçişleri, çekim açıları vs çok başarılı. Özellikle Adam’ın yürüdüğü sahnelerin çekimlerini çok beğenerek izledim. Normalde çekimlere çok dikkat etmeyen beni bile büyüledi…


Dizi Martin Angelis’in Kara tarafından zehirlenmesiyle başlıyor. Martin Angelis ise MI6 başkanı. Yalnız MI6 başkanlarına C dendiğini de söylemek gerek. Martin Angelis zehirlenince onun yerine yardımcısı olan Adam Lawrence geçiyor. Aslında bunun bir sebebi varmış: Kara’nın intikam hırsı. Adam C olduktan sonra Kara ile karşılaşır. Tüm kariyerinin onun tarafından inşaa edildiğini öğrenen Adam için tüm geçmişini sorgulatır. MI6 tarafından çift taraflı ajan olarak suçlanan Adam Lawrence hem kendini aklamak hem de Martin Angelis’in elindeki dosyaları bulup ifşalamak için ölüme kadar gider. Diğer yandan Kara ise Rus ajanıdır. Rusya’da kendi takımından öldürülen kişilerin katilini bulmak için 15 yıl boyunca bunu planlar ve Adam’la birlikte ‘Dorian’ kod adlı katili bulmaya çalışırlar ve bulurlar. Benim en çok üzüldüğüm kısım Adam Lawrence’ın öldürülmesiydi. Olacağı çok belliydi ve olması gerekiyordu ama ben klişe seven biri olduğum için Martin Angelis’i onun ifşalamasını çok isterdim.

Ajan, polisiye konseptli dizileri seviyorsanız, boş vaktiniz varsa izlenecek çıtırlık bir dizi olmuş. Dizinin son üç bölümündeki merak duygusuyla bitiveriyor dizi. Umarım siz de beğenirsiniz.


Yorumlar (0)