Anasayfa > Haberler > Bir Anne, İki Gangster ve Bir Kokainman Ayı: Cocaine Bear

Bir Anne, İki Gangster ve Bir Kokainman Ayı: Cocaine Bear

Film İnceleme 1 yıl önce Bir Anne, İki Gangster ve Bir Kokainman Ayı: Cocaine Bear

Geçtiğimiz günlerde çıkan ve yönetmenliğini Elizabeth Banks’in üstlendiği Cocaine Bear filmi, gerçekten yaşanmış birkaç garip olaydan esinlenen ve bu olayları daha da garip bir hale getirerek izleyiciye sunan bir filmdir. "Gariplik" kelimesiyle ne kastettiğimi sizlere anlatmak isterim, çünkü inanın bana bu film gerçekten çok garip!

1985 yılında Amerika'nın Tennessee eyaletinin üzerinden, içerisi kokain dolu bir kargo uçağı geçer. Uyuşturucu satıcılarına ait bu uçağın görevi ise ülkeye uyuşturucu sokmaktır. Fakat bunu yaparken yakalanma riskini en aza indirmek için uyuşturucu kaçakçıları, uçağın içerisindeki kokain dolu çantaları belirlenen bir yere atıp, ardından da onları geri toplayarak ülkeye dağıtmaya başlarlar. Normalde bu düzen her seferinde yolunda gider. 1985 senesi hariç. 1985 senesinde kokain dolu uçak ülkeye girer, kokain çantaları belirlenen rotaya atılır ve ardından da çantaları takip etmek için paraşütlü biri çantaların ardından atlamayı amaçlar. Fakat bazı problemlerden ötürü paraşütlü kişi atlayışı başaramaz ve ölür. Sonuç olarakta ormanda sahipsiz bir şekilde bekleyen çantalar dolusu kokaini bir boz ayı yer. Evet, bir boz ayı. Cocaine Bear filmi de işte tam olarak bu olaydan esinlenmekte. Halihazırda zaten oldukça garip olan bu olayı, kara mizahla harmanlayarak daha da garip ve eğlenceli bir hale getiren filmin incelemesine geçmeden önce, sizleri herhangi bir spoilerin beklemediğini ve incelemeyi rahatça okuyabileceğinizi söylemek isterim.

Dostlar, lafı uzatmadan direkt söyleyeyim; Cocaine Bear filmi eğlenceli ve absürt bir film. Film izlenir mi? Eğlenmek istiyorsanız izlenir. Ama bu filmi güzel bir film yapar mı? Maalesef yapmaz. Evet, film eğlenceli bir film. Bunun temelinde de filmin senaryosu yatıyor. Sonuçta kokainden kafayı bulan bir ayının çevresinde ki her şeye saldırarak parçalamasını kim sevmez ki? Fakat bu saydığım etkenler bir filmin güzel bir film olması için yeterli olmuyor. Çünkü filmin yaptığı pek çok eğlenceli şey olduğu gibi, pek çok kötü şey de var. Bunların başında da gereksiz diyaloglar gelmekte. Film, süresi gereği oldukça kısa ve hızlı bir yapım. Bu da filmin gayet akıcı ve net olmasını sağlıyor. Filmi izlerken, "Lan bu film baya eğlenceli" diyorsunuz, o sırada araya kötü bir espri giriyor ve siz tereddüt ediyorsunuz. Bu bahsettiğim kötü esprilerin sayısı fazla değil, ama yine de gördüğünüz zaman sizi rahatsız edecek türde. Filmde sizi rahatsız eden bir diğer unsur ise; çok yüksek potansiyele sahip bazı karakter ve olayların ya hiç işlenmemesi ya da saçma sapan bir şekilde işlenerek o potansiyelin öldürülmesi. 



Cocaine Bear filminin çizgisel bir hikâyesi yok. Bunun yerine film bir olaya -kokainlerin ormana düşmesine- dayanarak bu olay etrafında karakteri ve ufak hikayeleri inşaa ediyor; Bir yandan bu kokainleri arayan gangsterler, bir yandan ormanda kaybolmuş iki çocuğu arayan bir anne, bir yandan bu uyuşturucu kaçakçılarını arayan bir dedektif ve öte yandan da söz konusu kokainleri yemiş ve çıldırmış bir ayı gibi. Aslında bakıldığı zaman bu işleyiş gayet güzel. İşleyiş olarak Guy Ritchie'ye benzeyen film, bu işleyiş tarzını seçerek gayet iyi bir potansiyele sahip olmuş. Fakat bu tarzı güzel bir şekilde yapamadığı içinde bu potansiyeli öldürmüş. Sizlere filmi tamamen kötülemek istemiyorum. Çünkü film kötü bir film değil. Sadece iyi bir film olabilecekken, ortalama bir gişe filmi olmayı tercih etmiş bir film. Ama yine de kesinlikle kötü bir film değil.

Cocaine Bear filminin gayet güzel görsel efektlere sahip olduğunu söyleyebilirim. Filmin hiç bir yerinde benim gözüme batan bir efekt olmadı. Bunun dışında filmin konusu başlı başına harika. Gerçekten eğlenceli ve güzel bir konuya sahip olan film, bu konuyu yeteri kadar güzel işleyememiş. Ama yine de fena olmayan bir iş ortaya çıkarmış. Oyunculuklar yer yer sırıtsa da, kötü diyebileceğim bir oyunculuk yoktu. Karakterler de güzel yazılmış fakat senaryo gereği harcanmış. Ama tüm bunlara rağmen yönetmen ortaya izlendiği zaman eğlenilebilecek bir şey ortaya koymuş. Eğer kanı, vahşeti, Guy Ritchie tarzını seviyor ve boş kafayla eğlenceli bir film izlemek istiyorsanız, 1 saat 30 dakika civarında bir süresi olan Cocaine Bear filminin sizlere tavsiye edebilirim.


Yorumlar (0)