Anasayfa > Haberler > Amazon'un Sıra Dışı Dizisi: Undone 2. Sezon
2019 senesinde ilk sezonuyla birlikte izleyiciyle buluşan Undone, rakiplerine kıyasla çok farklı bir yapım. Dizi, gerek dizinin çekim tarzı, gerek işlediği hikaye ve gerekse olayları anlatım şekliyle hem özgün, hem de güzel olmayı başarmıştı. Ben ise, geçtiğimiz senelerde dizinin ilk sezonunu izlemiş ve çok beğenerek ekran başından ayrılmıştım. Fakat geçenlerde sürpriz bir şekilde dizinin 2. sezonunun çıktığını ve dizinin hâlâ devam ettiğini öğrenmiştim. Bu beni korkutmuştu. Çünkü dizinin ilk sezonunun finali tam anlamıyla harika bitmiş ve hikayeye çok güzel bir nokta koymuştu. Bu güzel noktayı silerek hikayeyi devam etmeleri beni endişendirmiş, fakat diziye devam etmeme engel olamamıştı.
Sizlere dizinin ikinci sezonu hakkında iyi ve kötü şeylerden bahsetmeden önce, dizinin ilk sezonunun finalini anlatmak istiyorum; çünkü ilk sezonun finali tam anlamıyla hikayeye harika bir nokta koymuştu. İkinci sezonun varlığı bile bu noktayı bozan devasa bir etken olmuş. O yüzden ikinci sezonu anlatabilmek için, ilk önce ilk sezonun finali hakkında kısacık bir iki şey söylemem lazım. Dizi ilk sezonuyla birlikte bize Alma karakterinin sıradan hayatında bir anda gerçekleşen sıradışı olayları Alma'nın gözünden anlatmaya başlamıştı. Alma bir anda seneler önce ölmüş olan babasını görmüş, ardından da babasını hayata döndürmek için geçmişe giderek zamanda oynamalar yapmaya çalışmıştı. Alma babasına "Ben bunları nasıl yapabiliyorum?" dediğinde ise babası; "Bu bir yetenek. Benim annemde de vardı, bende ve sende de var" cevabını vermişti. Ardından Alma sezon boyunca"yeteneklerini" kullanmış ve en son, yaptığı şeylerin sonuçlarını görmek için bir mağaranın girişinde babasının hayata dönmesini görmek için beklemeye başlamıştı. Tam o bekleme anında babası geri gelmemiş, ailesi ise Alma'yı hasta kabul etmişti.
Bu finalin bazı izleyiciler tarafından iyi kabul edilmediğini duyduğunda üzülmüştüm. Çünkü bana göre harika bir finaldi. Bunun sebebi ise Alma'nın gerçekten bir akıl hastası olma ihtimaliydi. Ya bütün bir sezon boyunca izlediğimiz tüm o zaman yolculuğu muhabbeti bir akıl hastasının sanrılarından ibaretse? İşte 1. sezonun finali, izleyicinin aklında bu soruyu bırakarak sessiz ama etkili bir sonla bitiyordu. Bende bu yüzden ikinci sezonu izlerken oldukça önyargılıydım. Çünkü dizinin yazarları 2. sezonda Alma'nın akıl hastası olduğu ihtimali değilde, gerçekten zamanda yolculuk edebilen biri olduğu ihtimali düşünerek diziyi devam ettirmişler. Bu da açıkçası beni bir tık hayal kırıklığına uğrattı.
Tüm bunların dışında dizinin ikinci sezonuna kötü diyemem. Evet, dizinin ikinci sezonu hiç çıkmasaydı çok mutlu olurdum. Fakat çıktı, ve kötü bir sezon değildi. Elbette bir iki mantık hatası ve gereksiz uzatılan yerler vardı. Fakat bunlar fazla göze batmıyordu. 2. sezon boyunca benim gözüme en çok batan hata; dizinin sürekli tekrara düşmesi oldu. İlk sezonda Alma'nın, hayatını daha iyi yapabilmek için babasını diriltme çabasını izlemiştik. Bu gerçekleşince herşey daha iyi olmuştu. İkinci sezonda ise Alma bu seferde annesinin gizli ilişkisini düzetmeye, ardından anneannesinin çocukluğunda ki travmaları gidermeye kadar pek çok gereksiz detayı halletmeye çalışmış. Bu da bana oldukça gereksiz ve yetersiz bir motivasyon olarak geldi. Sonuçta ne gerek var amk, değil mi? İzleyici olarak bir müddetten sonra Alma'ya "Gözün doysun artık be kadın!" demek istiyorsunuz.
Dizinin ikinci sezonu her ne kadar gereksiz ve tekrara düşen bir sezon olsa da, içerisinde çok fazla güzel sahne ve çok iyi hikayeler vardı. Tüm bunların dışında Bob Odenkirk'ün varlığı bile diziyi iyi yapmaya yeter. Bu sebepten ötürü dizinin ikinci sezonunu sevdim. Fakat bana göre ikinci sezon, ilk sezonun oldukça altında kalmış durumda.